Bumerang - Yazarkafe
Ana içeriğe atla

Kayıtlar

BU UYDU KİME UYDU ?

Geçtiğimiz günlerde medyada bir haber yer aldı. Çin'in, artık kontrol edilemeyen Tiangong-1 uzay istasyonu, yakında Dünya'ya düşecekmiş. Uzayda başı boş ilerleyen Tiangong-1'in, nereye düşeceği ise tam olarak bilinmiyormuş. Ama bazı medya organları Türkiyeye düşebilir diye yazmış. Şimdi bunu okuyunca hepiniz başınızı monitörden çevirip, şöyle gökyüzüne doğru baktınız. Piyango çekilişinde herkes bekler ya, Talih kuşu kime konacak diye bu uydu size konmasın. "Allah korusun... Tövbe tövbe, o ne biçim söz" dediğinizi duyar gibiyim. Ama bu gerçek... Düşünün eve gelmişsiniz. Derslerinizi veya ev işlerinizi yapıyorsunuz. Aniden bir gümbürtü kopuyor. Tabii çığlıklar, bağırışlar... "Ne oldu? Trafik kazası mı? Birinin evine kamyon mu girdi?" gibi sorular kafanızda parlarken, sizde dışarı çıkıyorsunuz.  Evinizin ilerisindeki parkta kocaman bir kütle. Cayır cayır yanıyor. Mahsus park dedim. Bir avm'ye, pazar yerinede düşürebilirdim. O zaman neler olurdu. Haya

DAMLAYA DAMLAYA ECOIN OLUR

Herkese merhaba, son zamanlarda kripto para lafı her yerde duyuluyor. Eminim sizde merak ediyorsunuz. Bende şöyle bir araştırdım. Ne olduğunu öğrenmek için büyük paralar yatıranlar ve para kazananlar olduğunu fark ettim. Bugün itibari ile (3 Ocak 2018) tarihini not düşüyorum. Bir kaç yıl sonra ne olur, bende merak ediyorum. 1385 adet kripto para biriminin oluşturduğu para piyasası hacmi, düne göre 43 milyar dolar artışla 703 milyar dolara yükselmiş. 261 milyar dolarlık piyasa hacmiyle kripto para piyasasının yüzde 37.1’ini oluşturan Bitcoin yüzde 15.26 artışla 15.5 bin dolardan işlem görmüş. Piyasada en yüksek hacme sahip beş kripto para birimindeki günlük değişimler ise; Bitcoin yüzde 5926 Bitcoin Cash yüzde 18.17, Cardano yüzde 33.52, Ripple yüzde 15.46 ve Ethereum yüzde 2.17 yükselmiş. Bu rakamlara göz atınca, kimileri gelecek bu işte diyor. Kimileri de Hollandadaki lale balonuna gönderme yaparak, bir noktadan sonra patlayacak diye tahminde bulunuyor. Onu bunu bilmeeem, bende kri

ELLERİNDE KUŞ CIVILTILARI OLAN

       Uzun bir yolculuğun ardından, çocukluğumun geçtiği şehire geldim. Çok seneler geçmişti. Sayısı unutulan günler geceler... Yeni bir asfalt yol yapılmış. Yolun her iki tarafı da ağaçlandırılmış. Koca koca binalar da, şehrin siluetinde, yükselmekteydi... Rüzgarları kesen Nur dağı, o da benim gibi seyre dalmış, sessizliklere bürünmüş. Yıllar önce ayrılmıştık, Anadolunun bu suskun şehrinden, İstanbul; büyük şehir, gurbet diyerek yollara düşmüştük. Anam, babam... Şimdi her yer, insanlar gibi çok değişmiş...       Evimiz şehrin kenar mahallelerine yakındı. Dede'den kalma bir arazide, müstakil, tek katlı, üç odalıydı. Duvarları biriketden, samanlı çamur ile sıvanmıştı. Kışları sıcak, yazları serin olurdu. Bir kaç tanede elma ağacımız vardı. Mahalleden çocuklar ile saklambaç oynar, üstüne çıkar. Türküler söylerdik. Yokluk vardı o zamanlar ama herkesin yüzü gülerdi. Rahmetli dedem ve ninemde bizde kalırdı. Ninem ile annemin yaptığı yemeklerin kokusu hep bayram havası estirirdi so

YAĞMURDAN SONRA

Yağmurdan sonra artar sancılarım. Anamın yaptığı somunlar, babamın gurbet mektupları, yoksulluğun soluklandığı duvarlar ardındaki umutlar, bir bir dolanır aklımda. Uzun mu uzun, hırçın mı hırçın, bir ırmağa uçan kartal, kolu kanadı kırıldımı neye yarar. Yağmurdan sonra artar sancılarım. Karalar bağlamış bulutlar kaplar başları, başlar âmâ , başlar sağır; vücudlar dolaşır sokaklarda, aşağıdan yukarıya, yukarıdan aşağıya sokaklar ruhsuz, sokaklar yolsuz. Yazgısıdır fâni canların, camın öte yanına bakıp rüyalara dalmak, bir avuç dünyasında mahpus olmak. Yağmurdan sonra artar sancılarım. Bir sonbahar akşamının yalnızlığı dolar dolar kadehler, dolar yürekler acı ile haykırmak ister. Yumru olur sözler, taş olur, boğazda kalır. Yağmurdan sonra artar sancılarım. Gidenler hayal olur.

HAYATINIZ KLİŞE OLSA

    Bugün klişelerden bahsetmek istiyorum sizlere. Hani şu sinema eleştirmenlerinin diline pelesenk olan, her eleştiri yazılarında bahsettikleri klişelerden. Klişe nedir diyenler, bilmeyenler için hemen kısa bir açıklama yapalım "Baskı işinde kullanılmak için yapılan oyma resim, şekil, yazı çıkarılmış metal kalıp veya basmakalıp söz, görüş, davranış" diye tanımlayabiliriz. Klişeler, baştada söylediğim gibi en çok sinemada kullanılır. Mesela garip olayların yaşanması gibi... Üstün güçlere sahip birinin olması gibi bir çok film izlemişsinizdir. Bunlar birer klişedir ve izlemekten sıkılmazsınız. Ama bunları gerçek hayatta yaşasanız nasıl olur? Bir düşünelim isterseniz...     Mevsimlerden sonbahar, akşam erken oluyor. Dışarda şıpır şıpır yağmur var. Siz uzun bir yolculuktan sonra eve gelmişsiniz. Evde kimse yok. Atıştırmalık birşeyler yiyorsunuz. Öbür tarafda tv'de kanal kanal dolaşıyorsunuz. Ara sıra günün yorgunluğu ile gözleriniz kapanıyor olsa da derin bir uykuda değil

K O K U

     Sonbaharın durgunluğu ve   bulutlu bir gökyüzü. Zorlu bir gün daha sona ermişti. Arkadaşlarla iş çıkışı biraz dolaştık. Birşeyler yeyip içtik. Oradan buradan konuştuk. Geleceğe dair planlar yaptık. Herkesin bir hedefi vardı. Kimi şirkette müdür olmak. Kimi kendi işyerini açmak istiyordu. Bende internet fenomeni olmak istiyordum. Şirketteki arkadaşlarla çektiğim kamera şakasını 40 bin kişi izlemişti.      Vakit bir hayli geç olmuştu. Yorgun bir halde eve geldim. Kıravatı gevşetip bir köşeye fırlattım. Odaya geçip yatağın üstüne uzandım. Göz kapaklarım kapanıyordu. Aklımdan yaptıklarım geçiyordu. Alışkanlık haline gelmişti. Aslında sıkılmıştım iş çıkışı gezilerinden, geç vakitte eve gelmekten. Tatlı bir uykuya dalmak üzereyedim ki, burnuma hoş bir koku geldi. Meyve kokusunu andırıyordu. Fakat çok başkaydı. Daha önce böyle bir koku duymamıştım. Kendimi toparladım. Kokunun cazibesi ile yatakdan doğruldum. Bir müddet oturup, boş boş dolap kapağına bakarak, nefes almaya devam

EVİNİZİN ASIL SAHİPLERİ

          - YENİ EV -           Şehirde havalar ısınmış, börtü böcek ortalığa çıkmıştı. Gecenin karanlığında çöpleri eşeleyen kediler, onlardan ürken fareler ve yarasalar vardı. Yalnız kaldırımın dibinde sessizce geceye karışan, iki karaböcek vardı. Yüzlerce çocuğunu büyütüp evlendiren, ihtiyar karı koca Bobol ailesi de, yollara düşmüş. Kendilerine yeni bir yuva aramaktaydılar. Bedia: -          “Şakir ayaklarıma kara sular indi. Şakiiiir !” -          “Bedia bir sus, etrafta yarasalar uçuyor. Fareler, çiyanlar geziyor. Güzel bir yer bulacağım, sakin ol.” Bedia ağmakalı bir ses tonuyla. -          “O bodrum kat güzeldi. Çıkmayalım dedim. Hem o çocuk yalnız yaşıyordu. İşe gittiğinde ev bize kalıyordu. Sehpanın üstünde cipsler, krakerler, meyve suları ile sağlıklı besleniyorduk... Bir kaç karınca dışında kimsede yoktu. Nereden sana uydum.” -          “Yok yok, Bedia o evden sıkıldım. Çok rutubetliydi. Hem sehpalara eskisi gibi tırmanamıyorum. Bir de, o Selami vard