Bumerang - Yazarkafe
Ana içeriğe atla

METAPLATFORM

"KURTLARIN ŞEHRİ KUTADGU"

Mesai, nihayet bitmişti. Atilla, kasadan Z raporunu alıp marketi kapatmak için acele ediyordu. 

- "Atilla hayırdır? Acelen var."
- "Evet müdürüm, arkadaşlara söz verdim."
- "Hıım... Bir yerde toplanıp. Çay, kahve mi içeceksiniz?"
- "Yok! Metaplatform'da bir etkinlik var. Ona yetişeceğim."

Müdür yüzünü ekşitir.
- "Metaplatform mu? Bende yüzyüze bişeyler yapacaksınız sandım. Neyse, Z raporunu almışsın. Kasada umarım açık yoktur... Olsa'da bir çaresine bakarız. Sen çıkabilirsin. Ben gerisini hallederim."

Atilla sevinçle...
- "Sağolun müdürüm. Yarın ben kapatırım. Siz merak etmeyin. Teşekkürler, iyi akşamlar."

Atilla kabine gidip. Kıyafetini değiştirdi. Personel kapısında çıkışını yaptıktan sonra hızla eve yürümeye başladı. Bir tarafdan da cep telefonundaki yansıma uygulamasına girip metaplatform'da neler olduğuna bakıyordu. Bir ara ışıklara geldi. Yeşil yanmasını beklerken, otobüsdeki herkesde mini MTP kaskının takılı olduğunu fark etti. Bu zamana kadar hiç dikkat etmemişti. Kendi kendine -"Bu insanları tanımıyorum. Belki metaplatformda, dostum veya düşmanım onu da bilmiyorum. Kimbilir nelerle uğraşıyorlar? Hangi şehirde yaşıyorlar. Bedenleri burada, akılları nerede? Tuhaf..."

* * *

Atilla eve girdi. Odasına geçip üstündeki kıyafetleri değiştirmeye başladı. 

Annesi -"Oğluuum hoşbulduk nasılsın? Bu acele nedir? Yemek hazırladım. Sofrayı hazırlamamda bana yardım et. Ağabeyin ve babanda birazdan gelir." 

Atilla -"Ben aç değilim. İnternette işim var."

Annesi -"Oğlum ne işin var. Söylede bizde öğrenelim."

Atilla -"Sen anlamazsın. Boşver. Size afiyet olsun."

Annesi -"Oğlum bu internet yüzünden bir gün başına bişey gelecek diye 
korkuyorum. Dikkat et fındık suratlım."

Atilla -"Anne kaç kere dedim. Bana fındık suratlı deme diye. Geçen, Begüm ile konuşurken de demiştin. O da fındık surat diyor." 

Annesi -"Ne var oğlum. Kötü birşey mi dedim. Haydi, Allah akıl fikir versin sana."

Atilla annesinin gitmesi ile rahatlamıştı. Cep telefonundan internet bağlantı hızına baktı. -"1 GHZ/sn ooof bugün uçuyoruz. Ne şanslıyım yaa" diye mırıldandı. Cep telefonunu etejerin üstüne bıraktı. Metaplatform giriş cihazını çalıştırıp, YED sensörlerini aktif hale getirdi. Ardından MTP kaskını, şarj kutusundan alıp, başına taktı. MTP yürüme bandını yatağın altından çıkarıp. Odanın ortasına getirdi. Hemen onu'da aktif hale getirip. Üzerine geçti. Kask göz panelini indirdi. Retina taraması ve kod adı doğrulamasını geçtikten sonra, en son çıkış yaptığı noktadan giriş yaptı. Çevreden karmakarışık sesler geliyordu. Bir tarafdan da metaplatform sesli bildirim, yansıma uygulaması üzerinden şehri izleyenlerin kod isimlerini anons ediyor. Beş dakika da bir de -"Kurtların şehri Kutadgu'ya hoşgeldiniz" diyordu. Sesli bildirimi devre dışı bıraktı. Şehir meydanına uzak bir caddedeydi. Acilen gitmesi lazımdı. Arkadaşları ile orada buluşacaktı. Etrafına bakındı. Yürümek işe yaramıyordu. Kendi kendine -"Saat 22'ye geliyor. Yarım saat var. Ne vardı, meydana 2 km mesafeden çıkış yapmaya. Hay böyle işin..." diye söylendi. Bir kaç hiper motorluya, hiper kızaklıya otostop çekti. Onlara seslendi. Ama kimse oralı olmadı. Mega bisiklet kiralamayı düşündü. Metaplatform kredi durumuna baktı. Sıfıra yakındı. Kiralaması için bakiyesi yetersizdi. Kripto para cüzdanını çıkardı. Kredi alması lazımdı. Kripto otomatı var mı diye etrafa bakınırken, elinde cüzdanın olmadığını fark etti. Sanki uçup gitmişti. Sağa sola bakınırken, üzerinde mor V harfi olan, uçan kaykay'lı birinin hızla gittiğini gördü. Koşmaya başladı. Yetişmesi zordu.
 
Arkasından bağırdı -"Şerefsiz!!! Yakalarsam çok fena olacak". Ama o durmadı. Atilla koşmaya devam etti. Fakat yetişmesi zordu. Adam ondan çok hızlıydı. O sırada "Ati! Hey Ati ne haber?" diye bir ses duydu. Sese doğru dönüp "Merhaba, iyilik sağlık Manas sen nasılsın?.." 

Manas -"İyiyim, sağolasın kardeşim. Neden koşuyorsun?"

Atilla -"Kripto para cüzdanım çalındı. Birde açık durumdaydı." 

Manas -"Anladım, haydi durma benim Hiper kızağa bin, yetişiriz. O piçe" dedi.

Atilla, hiper kızağa bindi. Ön tarafdaki kola sıkıca tutundu. 
Hızla giderlerken, Atilla  -"Uçan kaykay'lı ilerde, sırtında mor V harfi var. Görebildin mi?.. Etraf biraz kalabalık" dedi.

Manas sakin bir tonda "Gördüm kardeşim gördüm. Hatta tanıyorum bu iti. Aynısını bir arkadaşa daha yaptı. Anlaşılan daha akıllanmamış."

Manas hızlı salvolar yaparak kalabalığın arasından geçip, uçan kaykaylıya sol tarafından sertce dokundu. O hamlesi ile sağındaki, ıssız bir sokağa giren uçan kaykaylıyı orada yakaladılar. 

Atilla -"Cüzdanım nerede? Hemen çıkar" diye bağırdı. Uçan kaykaylı hiç oralı değildi. Küstah bir vaziyette gülüyor -"Ne cüzdanı?" diyordu.

Manas, Atillaya sağ eli ile bir işaret yaptı. Cebinden çıkardığı ince uzun dikdörtgen gri metal çubuğu, uçan kaykaylının bedenine dokundurdu.

Uçan kaykaylı, korkmuş bir yüz ifadesi ile "Ah, ah... Ne oluyor? Tamam beyler cüzdan burada, lütfen durun. Yapmayın! Ne oluyor? O elindeki nedir? Canımı acıtıyor. Ah! Cüzdanı alııın. Siz ne yapıyorsunuz? Bu davranışın yasak ve suç olduğunu bilmiyor musunuz?"

Manas -"Kes lan sesini. Senden mi öğreneceğiz suçu, piç. Cüzdan çalmak suç değil mi? Enerji ve kredilerin hala aynı seviyede mi?" derken, keyifle gülüyordu.

Uçan kaykaylı -"Hayır! Hepsi düşüyor... Kahretsin! Cüzdanı verdim. Artık bırakın beni. Yoksa Metaplatform polisine şikayet edeceğim sizi"

Atilla hiç konuşmadan gülümsüyordu. Manas -"Bizi şikayet et. Senin gerçek kimliğini ifşa eder. Kim olduğunu Metaplatformdaki, şehir meydanlarında yüzbinlerce insana gösteririm. Seni Mor Cübbelilerin ana takımındakilerde kurtaramaz. Şimdi canımı sıkma, kaybol! Bir daha Kutadgu'da görmeyim seni..."

Uçan kaykaylı, Manas'dan "Mor Cübbeliler" sözünü duyduğu an -"Sen biliyorsun. Nasıl? Nasıl olur?" diyerek. Uçan kaykayına binip, sokağın öbür tarafından hızla uzaklaştı. 

Atilla -"Bu ne tuhaf tip yaa. Sen biliyorsun derken ne demek istedi? Neyi kastetti?"

Manas -"Sırası gelince anlatırım."

Atilla -"O, elindeki şey nedir? Onun, enerji ve kredilerine ne oldu?" 

Manas -"Boşver, görmemiş ol. Önemli değil."

Atilla -"Lütfen, biz arkadaşız. Aramızda sır olarak kalır. Kimseye birşey söylemem. Allah şahit diyorum."

Manas - "Allahın ismini verdin diye anlatacağım. Onu, bir yazılım mühendisi arkadaşım geliştirdi. Burada çok işe yarıyor. Ona hack anahtarı diyorum."

Atilla -"Başka neler yapabilirsin?"

Manas -"Aaa! Sen çok soru soruyorsun. Olmuyor ama..."

Atilla -"En azından bir kaç özelliğini daha anlat."

Manas -"En başta gizlilik özelliği var. Siber atlamalarda ve şehir kapılarında görünmüyor. Başka soru yok. Kimseye anlatmakta yok."

Atilla -"Tabii, tabii de... Sen siber atlama da yapabiliyorsun demek. Vay bee!.. Onun için çok kredin olması lazım diye biliyorum." 

Manas hafif gülümseyerek -"Sorun yok. Sistem açıklarını bulursan herşey kolay." 

Atilla -"Haklısın. Sen bunları o yazılımcı arkadaşından mı öğrendin?" 

Manas -"Ondan ve bir çok kişiden. Bu kadar kafanı takma... Şimdi asıl sorun başka."

Atilla -"Asıl sorun derken. Nasıl bir sorun?"

Manas -"Biraz önce, sırası gelince anlatırım dediğim sorun."

Atilla -"Hııı... Şu, Mor Cübbeliler."

Manas başını hafifce salladı -"Evet. Son zamanlarda, Mor Cübbeliler ve alt takımları bir çok bölgede para kazandıran işleri ele geçirmeye başladılar. Bizim Kutsal İttifak ve alt takımları zorlanıyor. Bu Mor Cübbeliler, hain dolu, onlara güvenilmez".

Atilla anlamsız bir şekilde, Manasa bir süre baktı -"Bu Mor Cübbelileri daha öncede duymuştum. Oyun karakteri filan mı? Ne oldukları hakkında hiç bir fikrim yok".

Manas bir kahkaha atarak -"Oyun karakteri mi? Bunu da ilk senden duydum. Neyse, metaplatformdaki bir çok kişinin de, benzer şeyler düşündüğünü biliyorum. Burada herkes genç, herkes şık ve mutlu... Herkes kısa yoldan zengin veya fenomen olma derdinde. İşte Metaplatformun insanları uyutan tarafı. Asıl hikaye bambaşka".

Atilla gözlerini açarak dinliyordu.

Manas -"Metaplatform ilerde bir çok milletten insanın yaşadığı bir ülke, bir devlet olacak. Birilerinin burada uyanık olup, yönetimde söz sahibi olması lazım. Kutsal İttifak, Türkiye, bir kaç Asya ve Afrika ülkelerinin dahil olduğu takım. Mor Cübbeliler ise tahmin edersin. Çoğunluk, Hristiyanların mensup olduğu ülkelerden oluşuyor. Aralarında kıyasıya bir rekabet var. Mor Cübbeliler takımı içindeki bazı alt takımların, yasadışı işlerle uğraştıkları biliniyor. Ama güçlü olursan onları durdurursun. Aksi halde elin kolun bağlı kalıyor. Bunların, bizim içimizde de adamları var. Görünürde hepsi işadamı ve hayırsever. Kendilerini çok iyi kamufle ediyorlar."

Atilla alaycı bir gülümseme ile -"Manas, kusura bakma da, senin bu anlatıkların filmlerde, romanlarda oluyor. Burada insanlar tanışıp, oyun oynuyorlar. Hatta gerçek hayatta evleniyorlar. Kripto para kazanıyorlar. Yemek siparişi veriyorlar. Büyük şirketler reklamlarını yapıyor. Promosyon kodları, hediyeler dağıtıyorlar. Eskiden cep telefonları ile yapılan işleri... Şimdi; her zaman canlı, hareketli, renkli, gerçek zamanlı yaşanılan sanal bir dünyada yapıyorlar. Hatta burada arazi alıp, kendi ismi ile şehir kuranlar, ev yapıp satanlar, dükkan açanlar var. Hiper motor, hiper kızak, uçan kaykay, süper kanatlar, mega bisiklet ve bir çok aksesuvar satışı ile uğraşanlarda. Bunları sende biliyorsun. Ama bana tekrarlatıyorsun."

Manas da, gülümseyerek başını öne doğru sallıyordu.

Atilla -"Tamam burada da bir rant var. Haa! Bizim öyle bir kazancımız yok. Şimdilik takılıyoruz. Ufak tefek kripto para ödülü alıyoruz. Belki gün gelir, bizde birşeyler satarız. Bayiilik alırız. Para kazanmaya başlarız. Fakat şu Mor Cübbe, Kutsal İttifak olayı, hakkaten fantastik geldi bana".

Manas -"Ben sana bu kadarını söyledim. Gerisini sen araştır. Sor soruştur... Neyse benimde gitmem lazım. Seni meydana bırakayım. Bana mesaj at. Bir ara yine konuşuruz".

Atilla -"Sahi! Sohbete daldık... Ben yine geç kaldım. Hay Allah! Bu gidişle adım 'Son dakika' kalacak. Herkes dalgasını geçecek".

Atilla ve Manas kahkaha atarak, yollarına devam ettiler.



METAPLATFORM (MTP): Açık kaynak yazılımı ile oluşturulan, yazılımcılar tarafından geliştirilen ve gerçek zamanlı hareket edilen sanal ortam.

YED SENSÖRLERİ: Yön, eylem, acı çekme, tad, koku ve dokunma hislerini algılamayı sağlayan elektronik malzeme.

YANSIMA UYGULAMASI: Metaplatform evrenindeki giriş izni olan ülkeleri, şehirleri, mekanları belli açılardaki kameralardan izlemeyi sağlayan android tabanlı uygulama.

MİNİ MTP KASK: Metaplatformda bakış açısını değiştirmeye yarayan. Sesli, görüntülü görüşme ve mesajlaşma imkanı sağlayan aparat.

MTP KASK: Metaplatformda, MTP yürüme bandı ve YED sensörleri ile entegre çalışan, sesli, görüntülü görüşme ve mesajlaşma imkanı sağlayan aktif kullanımı olan aparat.

MTP YÜRÜME BANDI: Sabit ortamda yürüme, koşma, zıplama, atlama eylemlerini icra etmeye yarayan sehpa.

KUTADGU: Eski türkçede, egemen kılan, iktidar yapan, mutluluk veren demektir.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HERKES GİBİ

            Adam sırtını bir ağaca dayamış. Önüne yaydığı, soluk turkuaz renkli, beyaz çizgili mendile hafifçe başını sallayarak bakıyordu. Gözleri bir çukurda gibiydi. Yüzündeki derin çizgilere bakınca, acı ve tatlı izlerini görüyordum hayatının. Ağzında kalan bir kaç emektar dişiyle, elinde tuttuğu elmayı ısırırken, hissedebiliyordum duyduğu hazzı. Bütün gün oturdum parkdaki bank da, onu izledim. Gelen geçenin gözlerinin içine bakıp, sağ elinin avuç içini havaya kaldırıp, bir kaç kuruş bekliyordu. Çoğunluk yanından geçip gidiyor. Onu görmezden geliyordu. O da önüne yaydığı mendilin üzerinde duran kuruşlukları sayarak vakit geçirmeye çalışıyordu. Bir ara kalkıp yanına gitmek, “Kimin, kimsen yok mu ?” diye sormak geldi içimden. Acıdım, bu yaşta bir insanı kim bırakır sokağa, neden bırakır. Sorsam ne fayda ederdi. Akrabaları belki vardı, belki yoktu. Onun bu halini görenler, hiç sordular mı ? Merak edip yaşadığı yeri görmek istediler mi ? Sanmıyorum. Belki, entel takımından diyeceği

İSTANBULDA BİR ADAM

"İSTANBULDA BİR ADAM" Sesimden şiirlerim

DAMLAYA DAMLAYA ECOIN OLUR

Herkese merhaba, son zamanlarda kripto para lafı her yerde duyuluyor. Eminim sizde merak ediyorsunuz. Bende şöyle bir araştırdım. Ne olduğunu öğrenmek için büyük paralar yatıranlar ve para kazananlar olduğunu fark ettim. Bugün itibari ile (3 Ocak 2018) tarihini not düşüyorum. Bir kaç yıl sonra ne olur, bende merak ediyorum. 1385 adet kripto para biriminin oluşturduğu para piyasası hacmi, düne göre 43 milyar dolar artışla 703 milyar dolara yükselmiş. 261 milyar dolarlık piyasa hacmiyle kripto para piyasasının yüzde 37.1’ini oluşturan Bitcoin yüzde 15.26 artışla 15.5 bin dolardan işlem görmüş. Piyasada en yüksek hacme sahip beş kripto para birimindeki günlük değişimler ise; Bitcoin yüzde 5926 Bitcoin Cash yüzde 18.17, Cardano yüzde 33.52, Ripple yüzde 15.46 ve Ethereum yüzde 2.17 yükselmiş. Bu rakamlara göz atınca, kimileri gelecek bu işte diyor. Kimileri de Hollandadaki lale balonuna gönderme yaparak, bir noktadan sonra patlayacak diye tahminde bulunuyor. Onu bunu bilmeeem, bende kri