Bumerang - Yazarkafe
Ana içeriğe atla

ASİ

 


   Cenk, alarmın telaşlı sesi ile uyandı. Saat 10'u gösteriyordu. Yattığı yerden doğruldu, sol elini bir kaç kere salladı. Alarmı susturmuştu. Bacak güçlendiricilerini yerden alıp. Ayak bileğinden baldırlarına kadar taktı. Kilitlerini kapattı. Ağır ağır ayağa kalktı. Pencereye yaklaştı. Onun yaklaştığını algılayan sensörler camı şeffaf
yaptı. Aşağıdaki bomboş sokağa uzun uzun baktı. Sonra da gökyüzüne... Uçsuz bucaksız gri renkli sis, her yeri kaplamıştı.
Sokaklar boştu. Sadece temizlik ve taşımacılık işlerini yapan robotlar ile birkaç *UŞTA geçip gitti. Müzikçalara dönüp, "Bana neşeli birşeyler çal. Ama ikibinli yıllardan olsun" diye seslendi. Az sonra pop türünde hareketli bir şarkı odanın içinde yankılanmaya başladı. Başını sallayarak tempo tutuyor. Mırıldanarak şarkıya eşlik ediyordu.

    Pencereden uzaklara baktı. Şehrin sokaklarında uzun zamandır sessizlik vardı. Nereden çıktığı bilinmeyen, bir virüs dünyayı sarmıştı. Yıllardır da çaresi bulunamamıştı.
İnsanlar, bu devirde çok az çalışıyordu. Bir çok işi robotlar yapıyordu. Fakat dünya nüfusu yüz seneden beri
azalıyordu. Cenk, zaman zaman internete girip yüz elli sene önce kaydedilen görüntüleri izliyordu. Her izlediğinde de "İnsanlar ne kadar mutluymuş. Yaşam ne kadar renkliymiş. Şimdi mikro üreteçler ile herşeyi kolayca yapıyoruz. Ama birşeyler yanlış, birşeyler eksik" diye söyleniyordu.

    Ardından, elini havaya kaldırıp işaret ve orta parmağını asimetrik olarak salladı. Sol tarafındaki duvarda tv yayını başladı. O sırada müzikçalar durdu. Spiker "Şehirde ve dünya çapında intihar vakalarında aylık yüzde kırkbeşlik bir artış var. Uzmanlar üst yönetimin ve başkanın, psikoloji yüksek kurulunun kararlarına aldırış etmeden hareket ettiğini, yıllardır süren evrensel pandeminin ve dünyayı saran bulutun etkisi ile insanların ileri düzeyde depresyona girmelerinden dolayı intihar ettiklerini açıkladı".

    Cenk öfke ile tv yayınını durdu. "Yine aynı saçmalıklar! Kaç sene daha evlere tıkılıp kalacağız? Bu lanet gri bulut tepemizden ne zaman gidecek? Ne zaman atalarımız gibi bizlerde güneşli sabahlarda uyanacağız?". Cenk ağzının içinden bunları tekrarlayarak odadan çıkar. Yürürken zorlanır. Bacak güçlendiricilerine henüz
alışamamıştır. "Allah kahretsin. Daha ne kadar bunlarla gezmek zorundayım. Eskiden futbol oynardım. Yüzerdim.
Nerden geldiği bilinmeyen bir virüs, herkesi bunlara mahkum etti". O sırada annesinin ve babasının akıllı holografları çalıştı. Annesi ona "Oğlum üzülme! Elbette, Başkan US2050 çaresini bulacaktır. Üzme kendini, bak biz senin yanındayız. Yalnız değilsin". Babası da oğluna şefkat ile bakarak "Üzülme evlat. Biz hep yanındayız. Herşey
düzelecektir".

    Cenk onlara bakar. Gözleri dolmuştur. "Sizler benim yanımdasınız. Evet yanımdasınız. Ama bakın size dokunamıyorum. Siz öldünüz... Neden? Bir virüsden... Minicik, ne olduğu anlaşılamayan bir virüs yüzünden öldünüz. Önce benim gibi kaslarınız zayıfladı. Sonra sinirleriniz çöktü. Bir sabah ikinizde yoktunuz. Bende öleceğim sizin gibi ama benim holografımla konuşan kalmayacak". Annesi "Böyle düşünme, üst yönetim ve başkan çaresini arıyordur". Cenk "Üst
yönetim ve başkan, şu herşeyi bilen yapay zeka mı?" Bacaklarını göstererek "Acaba bu virüs değilde. Yapay zekanın marifeti olmasın".

    Annesi şaşkın bir halde "Nasıl?" diye sorar. Cenk; "Şu ensemize takılan çip. Bu takıldıktan sonra herşey başladı. Bazı araştırmacılar; yapay zekanın, insan ırkının dünyaya çok zarar verdiğini. Robotların daha yapıcı olduğunu, insan nüfusu azalırsa dünyanın binlerce yıl önceki haline kısa bir süre içinde döneceği ile alakalı açıklamaları
olduğunu yazıyorlar". Annesi oğluna; "Bunları daha önce de konuşmuştuk. Başkan US2050; tarafsız, adil, egolardan arınmış. Yasalara bağlı. O, insanların iyiliği için uğraşıyor. Tarih kitaplarında okuduklarını hatırla! Savaşlar, terör olayları, insanoğlu neler yaşamış? Bunları düşün!".

    Cenk: "Haklısın. Ama yine şüphelerim var. Çoklu internete girdiğimde okuduklarım. Şüphelerimi arttırıyor". Annesi panikle "Oğlum, çoklu internete girme! Seni takip ederler. Hain, asi damgası yiyebilirsin. Orada yazılanlara inanma! Sabırlı ol! Bugünler geçecektir". O sırada babası "Cenk, sana güveniyorum. Ama dikkatli ol evlat. O yazılanları bende okudum. Bilhassa ensemize takılan çiplerin, yeri geldiğinde bir silah olarak kullanılacağını.. Sisteme muhalif olanların böylece ortadan kaldırılabileceğini biliyorum. Hatta Federasyonun etnik gruplar başkanının ölümünün doğal olmayıp. Çip'in kalp krizine sebep olduğu iddialarını da... Ama kimseye bahsetme!"

    Annesi "Oğlum, önünde güzel günler var. Kendine uygun birini bulup evleneceksin. Çocukların olacak. O yazılanları karanlık bölgeye gidenler uyduruyor. Onlara inanma! Onlar düzeni ele geçirip, insanların yine ülkeler kurup kendi sınırları içinde yaşamasını istiyorlar. Bu ayrılığı getirir. Ayrılıklar, anlaşmazlıkları doğurur. Ardından savaşlar, kavgalar, hep bu yüzden olmuş. Bilmiyor musun?"

    Cenk "Bunları biliyorum. Aynı şeyi tekrarlamayın. Ama hala aklımda şüpheler var. İnsanlar savaştan değil. Virüsten ölüyorlar. Yaşadıkları ortamdan bunalıma girip intihar ediyorlar. Üst yönetim, dünyayı kaplayan gri buluta çözüm bulamadı... Hatırlar mısın? Dedem çocukluğundan bahsederdi. Denize girdiğini, piknik yaptıklarını, güneşin gözlerini kamaştırdığını. Bunları şimdi de yaparım. Ama hepsi yapay olarak var. Gerçeği yok. Hepsi sanal, sahte, gerçeklikten uzak. Fareler gibi yaşıyoruz. Bize verilenlere minnet ederek. Fakat üst yönetim, yeni icatlar ve keşifler yaparken. Şu virüsü... Bulutu ortadan kaldıramıyor. İnanayım mı?"

    O esnada dışardan sesler gelir. Cenk, pencereye doğru yönelir. *UGA'lar arka arkaya geçer. Hemen parmaklarını sallar. Tv yayını açılır. Spiker "Bugün saat 10:30'da üst yönetim, bilişim sistemlerine bombalı saldırı yapıldı. Yapılan resmi açıklamada, her federasyon üyesinin takmak zorunda olduğu deri altı çip'in saldırganda olmadığı. Bu yüzden kimlik tesbiti yapılamadığı ama yakalanmasının an meselesi olduğu belirtildi. Ayrıca Federal güvenlik başkanıda, bilişim sistemleri ana merkezine yapılan saldırının, başkan US2050'ye yönelik olduğunu ve saldırganın karanlık bölgeden sızmış olabileceğini belirtti".

    Cenk, yumruğunu sıkar. Pencereye yavaş yavaş vurarak "Çabuk, çabuk" diye söylenirken. Şehrin öbür ucundan büyük bir patlama sesi duyulur. O sırada annesi "Oğlum duydun işte! Onlar asi! Tehlikeliler! Dikkatli ol! Her okuduğuna  inanma! Şimdi yakalanıp organik silme işlemi yapılmıştır" diye bağırır. Cenk sessizce dönüp. Odasına girer.
Taşımakta zorlandığı sırt çantasını alıp. Anne ve babasının hologramlarına bakar "Hoşçakalın" diyerek. Evden çıkar...


*UŞTA: Uçan şehir içi yolcu taşıma aracı.
*UGA: Uçan güvenlik araçları. İnsanlı ve insansız sınıflarda olup silah takılan modelleride var. 


 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HERKES GİBİ

            Adam sırtını bir ağaca dayamış. Önüne yaydığı, soluk turkuaz renkli, beyaz çizgili mendile hafifçe başını sallayarak bakıyordu. Gözleri bir çukurda gibiydi. Yüzündeki derin çizgilere bakınca, acı ve tatlı izlerini görüyordum hayatının. Ağzında kalan bir kaç emektar dişiyle, elinde tuttuğu elmayı ısırırken, hissedebiliyordum duyduğu hazzı. Bütün gün oturdum parkdaki bank da, onu izledim. Gelen geçenin gözlerinin içine bakıp, sağ elinin avuç içini havaya kaldırıp, bir kaç kuruş bekliyordu. Çoğunluk yanından geçip gidiyor. Onu görmezden geliyordu. O da önüne yaydığı mendilin üzerinde duran kuruşlukları sayarak vakit geçirmeye çalışıyordu. Bir ara kalkıp yanına gitmek, “Kimin, kimsen yok mu ?” diye sormak geldi içimden. Acıdım, bu yaşta bir insanı kim bırakır sokağa, neden bırakır. Sorsam ne fayda ederdi. Akrabaları belki vardı, belki yoktu. Onun bu halini görenler, hiç sordular mı ? Merak edip yaşadığı yeri görmek istediler mi ? Sanmıyorum. Belki, entel takımından diyeceği

İSTANBULDA BİR ADAM

"İSTANBULDA BİR ADAM" Sesimden şiirlerim

DAMLAYA DAMLAYA ECOIN OLUR

Herkese merhaba, son zamanlarda kripto para lafı her yerde duyuluyor. Eminim sizde merak ediyorsunuz. Bende şöyle bir araştırdım. Ne olduğunu öğrenmek için büyük paralar yatıranlar ve para kazananlar olduğunu fark ettim. Bugün itibari ile (3 Ocak 2018) tarihini not düşüyorum. Bir kaç yıl sonra ne olur, bende merak ediyorum. 1385 adet kripto para biriminin oluşturduğu para piyasası hacmi, düne göre 43 milyar dolar artışla 703 milyar dolara yükselmiş. 261 milyar dolarlık piyasa hacmiyle kripto para piyasasının yüzde 37.1’ini oluşturan Bitcoin yüzde 15.26 artışla 15.5 bin dolardan işlem görmüş. Piyasada en yüksek hacme sahip beş kripto para birimindeki günlük değişimler ise; Bitcoin yüzde 5926 Bitcoin Cash yüzde 18.17, Cardano yüzde 33.52, Ripple yüzde 15.46 ve Ethereum yüzde 2.17 yükselmiş. Bu rakamlara göz atınca, kimileri gelecek bu işte diyor. Kimileri de Hollandadaki lale balonuna gönderme yaparak, bir noktadan sonra patlayacak diye tahminde bulunuyor. Onu bunu bilmeeem, bende kri